Taksim Mutlu Son
Taksim Mutlu Son
“Benim için mi?” “hepimiz için. Tanrım, o sadece yirmi birinde.” “aslına bakarsak, yirmi.” “kesinlikle, ” dedi Taksim Mutlu Son Turner rahatsız bir tavırla, aptal benzer biçimde görünmemek için fularını düzeltmenin bir yolunu arıyordu. Çok sıcak hissetmeye baÅŸlamıştı ve dikkatini Taksim Mutlu Son Miranda dışında baÅŸka bir ÅŸeye toplaması giderek zorlaşıyordu, bu konuda kendini ele vermekten korkuyordu. Miranda arkasına yaslandı. Tanrı’ya şükür. Ve aslabir ÅŸey söylemedi. Sonunda Turner dayanamadı.
“Onu elde etmek niyetinde misin?” “Winston’ı mı?” Bu mevzuyu düşünüyormuÅŸ gibi göründü. “Bilmiyorum.” Turner homurdanırcasına, “EÄŸer bilmiyorsan, yapmaman gerektiÄŸi açık, ” dedi. Miranda döndü ve doÄŸrudan onun gözlerinin içine baktı. “Sen böyle mi düşünüyorsun? ÅŸu demek oluyor ki aÅŸk açık ve net mi olmalı?” “Kim aÅŸk hakkında bir ÅŸey söyledi ki ÅŸimdi?” Sesi istemeden biraz kaba çıkmıştı. Bunun üzerine Miranda bunun pek uygun bir konuÅŸma olmadığını anladı. “Hımm.”
Taksim Mutlu Son
Turner yargılanıyormuÅŸ duygusuna kapıldı, bu hoÅŸ deÄŸildi ve hazırlıksız yakalanmıştı. Miranda’nın yine dikkatini kucağındaki kitaba çevirmesi bu sonucu güçlendiriyordu. O ise, orada öyle aptal benzer biçimde oturmuÅŸ, yalnız onun kitap okumasını seyrediyordu. Miranda başını kaldırdı, yüz ifadesi sinir bozucu ölçüde sakindi. “Öğlenden sonrasında için bir planın var mı?” “Yok, ” diye kestirip attı, oysa atını gezintiye çıkarmak için planlar yapıyordu. “Bugün Winston’ın gelmesi umut ediliyor.” “Farkındayım.” “bizler de bu yüzden onun hakkında mevzuÅŸuyorduk, ” diyerek açıklama yaptı Miranda sanki bir ÅŸey fark edecekmiÅŸ benzer biçimde. “Benim doÄŸum günüm için geliyor.” “Evet normal olarak.”
Miranda tekrar öne eÄŸildi. “Unutmadın, deÄŸil mi? Yarın akÅŸam bir aile yemeÄŸimiz var.” “tabii ki unutmadım, ” diye mırıldandı. Taksim Mutlu Son Aslına bakarsak çoktan unutmuÅŸtu. “Hımm, ” Miranda mırıldandı, “gene de düşüncelerini benimle paylaÅŸtığın için teÅŸekkür ederim.” “Düşüncelerim, ” diye yineledi Turner. Åžimdi hangi lanet olası konudan bahsediyordu? “Winston mevzusunda, düşünecek çok ÅŸey var ve ben senin fikrini almak istedim.” “Peki, aldın iÅŸte.” “Evet.” Miranda gülümsedi. “Memnun oldum. Sana ne kadar saygı duyduÄŸumu biliyorsun.” Her seferinde, ne yapmış olup edip Turner’ın kendini eskilerden kalma bir mukaddes emanet ÅŸeklinde hissetmesini saÄŸlayabiliyordu.
Son yorumlar